29 Ağustos 2016 Pazartesi

CİLT BAKIM SÖZLÜĞÜ 2


Eğer cilt bakım ürünlerinizdeki çeşitli bilgiler ve malzemeler aklınızı karıştırıyorsa şişelerin ve kavanozların üzerinde bulunan en yaygın cilt bakım terimlerinin anlamlarını aşağıdaki sözlükten kontrol edebilirsiniz.





1. HİPO-ALERJİK: Bu ürünler genellikle kokusuzdur, en az oranda renklendirici içerir ve tahriş edici madde bulundurmaz. Ancak bu, ürünlerin kesinlikle alerjik bir tepkiye neden olmadığını garanti etmez. Bazı insanların suya bile alerjileri vardır.

2. JOJOBA YAĞI: Jojoba, Meksika çalısının tohumlarından elde edilen sıvı bir bal mumudur. Yüzyıllarca  Amerikalı Kızılderililer tarafından kullanılmıştır. Mükemmel bir nemlendirici özelliğine sahip, tahriş etmeyen hafif bir yağdır. Cilt tarafından kolaylıkla emilir ve ayrıca saç bakımında da kullanılır.

3. LANOLİNSİZ: Ürünün, koyun yağından elde edilen lanolin içeriğini bulundurmadığı anlamına gelir. Bir süre için lanolinin genel bir cilt alerjeni olduğu düşünülse de günümüzdeki kanıtlar lanolinin hassas ciltler için bile uygun olabileceğini göstermektedir.

4. LİPOZOM:  Bunlar, hücre zarlarını oluşturan maddeden yapılmış küçük sıvı dolu küreciklerdir. Çok küçük olmaları ciltteki canlı hücrelere nüfuz etmelerini sağlar ve böylece içlerindeki maddeleri aktif hale getirebilirler. 

5. MİLİA: Ciltte görülebilen sivilce benzeri küçük beyaz yumrulardır. Yağ bezleri tarafından üretilen yağ, cildin altında sıkışan beyaz bir yumru oluşturur. Bu küçük yumrulardan bir peçete yardımıyla parmaklarınızın ucuyla sıkıştırarak veya anti bakteriyel bir krem uygulayarak kurtulabilirsiniz.

6. KOMEDON ETKİSİZ: Komedon bir çeşit siyah noktadır. Bu bilgi, ürünün içinde bezcikleri tıkayarak siyah noktaları ve sivilceleri destekleyecek malzemelerin bulunmadığı anlamına gelir. 

7. ÇUHA ÇİÇEĞİ YAĞI: Çuha çiçeği bitkisinden elde edilen yağ, cildinizin nemini geri kazanması açısından oldukça yararlıdır. Özellikle kuru ve aşırı kuru ciltlerde nemlendirme, koruma ve rahatlatma gibi özelliklerinden dolayı mükemmel bir nemlendiricidir. Egzama hastaları için yararlıdır.

8. PH DEĞERİ: Ph değeri bir solüsyonun asit ve alkalik oranlarını ölçer ve 7 sayısı doğal oldukları anlamına gelir. Bu sayısının altındaki her sayı asit, üzerindekiler ise alkaliktir. Sağlıklı bir cildin asit oranı yüksektir. Bu nedenle ph değerli cilt bakım ürünleri doğal seviyeyi koruyabilmek için asidikdir. 

9. RETİN A: Aynı zamanda Retinoic asit olarak da bilinir. Uzun yıllardır akne tedavisi için kullanılmaktadır ve A vitamininden elde edilir. Ciltteki yaşlanmanın gözle görülebilir etkilerini tersine çevirmek içinde tercih edilmektedir. 

10. SPF: Güneş koruma faktörünün (sun protection factor) kısaltılmasıdır. Güneş kreminin veya losyonunun sizi, güneşin yakıcı ultraviyole B ışınlarından ne kadar koruyacağı bilgisini verir. Faktör sayısı ne kadar yüksek olursa koruma etkisi de o kadar yüksek olur.

11. T-BÖLGESİ: Bu bölge alnınızdan başlayıp burnunuzla birlikte çenenize uzanan, yağ ve ter bezlerinin yoğun olarak bulunduğu alandır.

12. ULTRAVİYOLE (UV) IŞINLARI: Ultraviyole ışınları cildinize zarar verir. Eğer uzun süre güneşte kalırsanız UVB ışınları cildinizi yakar. UVA ışınları tüm yıl boyunca geçerlidir ve ciltte yaşlanma ve kırışıklığa yol açar. İçinde hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma etkisi olan bir güneş kremi kullanmalısınız.

13. E VİTAMİNİ: Genellikle nemlendiricilerde kullanılır çünkü kuruluk ve yaşlanma belirtilerine karşı oldukça etkilidir. Aynı zamanda yara izleri ve yanıkları iyileştirici etkisi vardır.

14. SUDA ÇÖZÜLEBİLEN: İçlerinde, cildinizdeki kir ve makyajı temizleyici yağlar bulunduran temizleme ürünleri, suda çözülebilen ürünler olarak tanımlanır. Bir diğer özellikleri de hızlı ve kolay bir biçimde suyla durulanabilmeleridir. 



Şimdilik bu kadar :)
Bir sonra ki post'ta görüşmek üzere :)
Hoşça kalın, sevgiyle ve bakımla kalın :)

Blog sayfamı takip etmeyi de unutmayın :)


9 Ağustos 2016 Salı

19 MAKYAJ SORUNU VE ÇÖZÜMLERİ

Belki de bir yerde hata yaptınız, en önemli ürününüz bitti veya yaratıcılığınızı kullanamıyorsunuz. Sorununuz ne olursa olsun, aşağıdaki çözümler size ihtiyacınız olan desteği temiz edecektir.



1 ASETON BİTMİŞ!

    Tırnaklarınızı yeniden boyamak istiyorsanız fakat asetonunuz bittiyse; tırnaklarınız dan birine bir kat oje sürün. Kuruması için bir kaç saniye bekledikten sonra tırnağınızın üzerine bir mendil ile bastırın ve hızla çekin. Sürdüğünüz kat ve alttaki renk tek bir harekette çıkacak ve tırnağınız taze bir boya için hazır hale gelecektir.

2 UYUMSUZ PUDRA!

    Pudrayı, yeni nemlendirilmiş cilde uygularsanız veya fondötenin üzerine temiz bir sünger ile sürerseniz sonuç mükemmel olacaktır. Eğer böyle bir sonuç alamıyorsanız cildinize uygun olmayan bir pudra tonu kullanmak gibi genel bir hata yapmadığınızdan emin olun. Fondöteniniz de olduğu gibi pudranızın da cildinizin doğal rengine uyumlu olması gerekmektedir. Bu nedenle satın almadan önce pudranızın cildinize uygun olup olmadığını anlamak için ürünü gün ışığında deneyin.

3 SARI TIRNAKLAR!

    Tırnaklarınızın sararmasının en büyük nedeni, koruyucu bir alt tabaka sürmeden koyu renkli ojeler sürmenizdir. Bu nedenle oje sürmeden önce koruyucu bir tabaka sürmeyi alışkanlık haline getirin. Ayrıca daha düşük pigment seviyelerine sahip cilaları da kullanabilirsiniz.
     Sarı tırnaklarınızı iyileştirebilmek için limon suyuyla ovun. Daha sonra ellerinize ve tırnaklarınıza nemlendiriciyle masaj yapın. Bir hafta boyunca oje sürmemeye çalışın. Sorun tekrarlanırsa başka bir nedeni olup olmadığını anlamak için doktorunuza danışın.

4 KURUMUŞ MASKARA!

    Bunun anlamı genellikle maskaranın çok eski olması ve ona kremsi içeriği veren yağın kurumuş olmasıdır. Fırçayı, dağıtıcının içine sokarken içeri hava pompalamak bu durumu daha da kötüleştirecektir, bu nedenle dikkatli olun. Maskaranızı bir kaç ayda bir değiştirin.
    Eski bir maskarayı, kullanımdan birkaç dakika önce sıcak su dolu bir bardağın içine koyarak yumuşatabilirsiniz. Eğer hala kirpikleriniz de topaklanma yapıyorsa tek çözüm yeni bir maskara.

5 SİVİLCE!

    Uygulayabileceğiniz en hızlı çözüm, sivilceyi bir güzellik belirtisine dönüştürmektir (ben). İlk önce temiz bir kulak temizleme çubuğuna damlattığınız sıkılaştırıcıyla sivilceyi rahatlatın. Bu ciltteki fazla yağın kurumasını sağlayacak ve güzellik işaretinizin daha uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır.
    Güzellik işaretinizi yaratabilmek için, üzerini bir kaş kalemiyle boyayın. Bu bir göz kaleminden daha iyidir çünkü daha kuru yapısı vardır ve kaş kaleminden akıp dağılma olasılığı daha azdır. Son olarak toz bir pudrayla noktayı tamamlayın.


6 ERİYEN RUJLAR!

Eğer dışarıdaysanız ve rujunuz erimeye başladıysa üzerine bir miktar toz pudra sürün. Toz pudra, rujun daha uzun dayanmasına ve hoş bir matlık yaratmasına yardımcı olur.

7 DAĞILMIŞ GÖZ KALEMİ!

    Makyaj temizleme ürününe batırdığınız bir kulak temizleme çubuğuyla gözlerinizin altını temizleyin. Sorunlu bölgelere uyguladıktan sonra yeniden pudralayın. Göz kaleminin üzerine süreceğiniz az miktardaki toz pudra kalemin erimesine neden olan mumun kurumasını sağlayacaktır.



8 KIRMIZI CİLT!

    Kırmızı cilt sorunu, cildinize, içinde özel yeşil parçalar bulunan bir fondötenin uygulanmasıyla çözülebilir. Gerçekten ihtiyacı olan bölgelere az miktarda sürün. Kremin içindeki yeşil pigmentin, cildinizdeki kırmızılıkları engelleme etkisi vardır.
     Hayalet benzeri bir görüntüyü engellemek için üzerine, günlük fondöteninizden bir miktar sürmeniz gerekecektir. Son olarak toz pudra uygulayın. Bu işlem, belirgin bir sivilce veya lekeyi kapatmak için de kullanılabilir.

9 FONDÖTENİNİZ TURUNCU BİR RENK ALIRSA!

    5 g bikarbonat sodayla toz pudranızı karıştırın ve fondöteni uygulamadan önce karışımı cildinize sürün. Bikarbonat soda karışımı, cildinize ph asidini sağlayarak turuncu bir renk almasını engelleyecektir.

10 DAĞILAN RUJ!

    Bir dudak kalemi, rujunuzun çizgiler halinde ağzınıza yayılmasını engelleyecektir. dudaklarınızın dış hattını bir kalemle belirleyin ve daha sonra ruj fırçasıyla hatların içini doldurun. Kuru ve mat bir rujun dağılma olasılığı, nemli bir ruja göre daha azdır. sürmeye başlamadan önce dudaklarınızı hafifçe pudralayabilirsiniz.

11 KAYBOLAN FONDÖTEN!

    Fondöteniniz sıcak veye nemli günlerde cildinizde kayboluyorsa tek yapmanız gereken fondöteni soğuk bir cilde sürmektir. Bunu yapmak için nemli bir süngeri bir kaç dakika cildinize bastırın ve daha sonra fondöteninizi sürün.
     Fondöteninizi buzdolabında saklamak da bir diğer çözümdür. Fondöteni parmak uçlarınızla değil, nemli bir sünger ile sürün çünkü aksi taktirde cildinizin doğal yağı pürüzlü bir sonuç verecektir. Üzerine toz pudra sürmeyi unutmayın.

12 SARI DİŞLER!

     Genel kontrol ve dişlerinizi temizletip daha beyaz görünmelerini sağlamak için düzenli olarak dişçinizi ziyaret edin. Yinede sarı dişlerin beyaz dişlerden daha güçlü olduğunu aklınızda tutun. Dişlerinizin daha beyaz görünmesi açısından, sıcak renkler, dişlerinizin sarılığını daha fazla belirginleştireceği için mercan ve kahve tonlarındaki rujlardan kaçının. Açık pembe veya kırmızı tonlar dişlerinizin daha beyaz görünmelerini sağlar.

13 KIZARIK GÖZLER!

     Gözlerimiz, yeterli uyku, bilgisayar başında geçirilen aşırı zaman, dumanlı bir atmosfer veya enfeksiyon gibi nedenlerle, ince kan damarlarının şişmesi sonucu kızarır. Bu tarz sorunlar yaşarsanız doktorunuza danışın veya farklı bir nedeni olup olmadığını anlamak için bir göz doktoruna muayene olun.
     Hızlı bir tedavi ve gözlerinizin parlaklığını geri kazanabilmek için göz damlasından yararlanın. Bu gibi ilaçlar kan damarlarının şişkinliğini yok edecek, kırmızılığı azaltacak, kuruluk ve kaşıntıya son verecek maddeler içerir.

14 FONDÖTEN İZLERİ!

     Eğer çene, alın ve saç dipleriniz de fondötenin bıraktığı ''sınır'' çizgilerini görebiliyorsanız, bu çizgileri nemli bir süngerle dağıtıp yumuşatabilirsiniz. Bu işlem, sonrasında kontrol edebilmek için gün ışığında uygulayın. Daha sonra yeniden pudra sürün.

15 SAĞLIKSIZ TIRNAKLAR!

     Tırnaklarınız ne kadar güçlü olursa olsun, genel güzellikleri sarı lekelerle gölgelenebilir. Tırnaklarınızı güzelleştirmenin en hızlı yolu, beyaz bir manikür kalemiyle daha temiz bir görüntü için, altlarını ve kenarlarını çizmektir. Doğal ve taze bir görüntü için üzerine bir kat cila da sürebilirsiniz.

16 SARKIK GÖZLER!

    Sarkık gözleri biraz daha havalı göstermek için göz kapağınızın tamamına, hafif tonlarda bir far sürün. Daha sonra temiz bir kulak temizleme çubuğuyla bir miktar farıda gözlerinizin altına sürün. Gözünüzün irisine yakın bölgedeki kirpiklere fazladan maskara sürün. Böylece ilgiyi gözlerinizin ortasına çekmiş olursunuz.

17 DAĞINIK KAŞLAR!

     Kadınlar çoğunlukla karmakarışık bir hal alıncaya kadar kaşlarına pek dikkat etmezler. Kaşlarınızı düzenli olarak almanız gerekir. En uygun zaman, cildinizin sıcak ve yumuşak olduğu, gözeneklerin ısıyla açılıp tüylerin alınmasının kolaylaştığı, banyo sonrasıdır. Yatmadan önce almak da uygundur, böylelikle bütün gün kıpkırmızı dolaşma tehlikesi ortadan kalkar.
     Öncelikle kaşlarınızı düzeltmek ve doğal şeklinizi görebilmek için bir kaş fırçası kullanın. Daha sonra her zaman çıkış yönüne doğru çekmek kaydıyla tüyleri tek tek alın. Öncelikle kaşlarınızın arasındaki tüyleri temizleyin ve devam edin. Kaşlarınızın üzerinden tüy almayın, aksi takdirde kaşlarınızın şekline zarar verebilirsiniz. Tabi doğal kaş çizginizin üzerinde gelişen tüyler istisna sayılabilir.

18 FAZLA ALLIK!

    Eğer allığınızı yavaş ve aşamalı sürmeyi unuttuysanız, aşırı kırmızılığı dağıtmak zorunda kalabilirsiniz. Bunu yapmanın en kolay ve hızlı yolu, sorunlu bölgeye bir miktar toz pudra sürerek daha yumuşak kırmızı bir bölge elde edinceye kadar yaymaktır.

19 UCUZ KÜPELERDEN DOLAYI YARALI KULAK DELİKLERİ!

    Kulaklarınızı rahatsız eden ucuz küpelerinizi atmak istemiyorsanız, küpenizin halka kısmı ve kulakla temas eden bölümlerine alerjiye karşı olan özel cilalar dan sürün. Eğer kulaklarınızda yara oluşmuşsa iyileşmeden takmayı denemeyin.



Şimdilik bu kadar :)
Bir sonra ki post'ta görüşmek üzere :)
Hoşça kalın, sevgiyle ve bakımla kalın :)
Blog sayfamı takip etmeyi de unutmayın :)